Genel

YURT DIŞI BOŞANMALARINDAN SONRA MAL PAYLAŞIMI VE MEDENİ KANUNUMUZA GÖRE MAL REJİMLERİ

Yurt dışında boşanan Türk vatandaşlarının boşanma kararlarının Türkiye’de de geçerli olabilmesinin tek yolu tanıma tenfiz davası açılması idi, fakat 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na 17/04/2017 tarihli 690 sayılı KHK ile eklenen 27/A maddesi ile getirilen yeni bir düzenleme ile boşanma, ayrılık ve evliliğin butlanına dair kararlar, yargı makamları yanında, yurt dışında konsolosluklar, yurt içinde ise nüfus müdürlükleri tarafından da yapılabilecektir.  

Türk hukukuna göre boşanma davası sonra mal paylaşımı davaları, boşanma davalarının kesinleşmesinden sonra 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmalıdır. Yurt dışında boşanan çiftler için ise bu süre tanıma tenfiz yapıldıktan sonra 10 yıl içerisinde açılmalıdır.

Eğer yurt dışında boşanan çiftlerin Türkiye’de malları varsa bu malların paylaşımı için; yurtdışında verilmiş bir karar varsa bu kararın bu kararın Türkiye’de infazı için mutlaka Türk mahkemelerinde tanıma tenfiz davası açılmalıdır, bu karar infaz edilmesi gereken bir karar olduğundan kararın Türkiye’de geçerli olması sadece dava yolu ile sağlanabilir. Eğer mal paylaşımına dair yurt dışından alınmış bir karar yoksa, boşanma kararı konsolosluklar, nüfus müdürlükleri ya da dava açmak suretiyle Türkiye’de tanıma tenfiz kararı alındıktan sonra Türkiye’de mal paylaşımı davası açmak gerekecektir.

Medeni Kanun’umuza göre eşler arasındaki mal rejimleri

Eşlerin evlilik birliği esnasında veya evlilik birliğinin devamı süresince, sahip oldukları malvarlıklarının yönetimine, tasarrufuna, tasfiyesine ilişkin kuralların tümü mal rejimi kavramını oluşturmaktadır.

Medeni kanunumuzda belirlenen mal rejimlerini değerlendirirken 01 Ocak 2002 öncesi ve sonrası diye bir ayırım yapma zorunluluğu doğmaktadır. Zira 2002 tarihinde 4721 sayılı yeni Medeni Kanunumuz yürürlüğü girdi. Bu tarihe kadar eşler arasında yasal mal rejimi mal ayrılığı rejimi idi yani evlilik sona erdiği esnada edinilmiş mallar kimin adına kayıtlı ise onda kalıyordu,  ancak bu durumun kadın aleyhine ciddi hak kayıplarına neden olmasından dolayı evlilik sona erdiğinde eşlerin mağdur olmalarını önlemek amacıyla yargı kararlarıyla “katkı alacağı” adı altında eşlerin katkıları oranında bir kişisel alacak hakları olabileceği kabul edilmişti.

1 Ocak 2002 yılından sonra yeni Medeni Kanunun yürürlüğe girmesi ile eşler arasında yasal mal rejimi olarak ‘’edinilmiş mallara katılma rejimi’’ kabul edilmiştir. Yani 2002 tarihinden sonra evlenenler ya da  1 Ocak 2002 tarihinden önce başlayan evliliklerde, eşler herhangi bir mal rejimi seçmemişlerse, mal rejiminin tasfiyesinde 1 Ocak 2002 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacaktır. Edinilmiş mallara katılım rejimine göre, tarafların evlilik birlikteliği süresince edindiği malları, evliliğin sona ermesi durumunda eşler arasında eşit olarak paylaşılacaktır.

Bununla birlikte eşler isterlerse, mal rejimi sözleşmesi yaparak, kanunda belirtilen diğer mal rejimlerini seçebilecektir. Kanunda düzenlenen seçimlik mal rejimi türleri şunlardır;

  • Mal Ayrılığı Rejimi: Bu mal rejiminde, eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korur.
  • Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Birçok hükmü edinilmiş mallara katılma rejimine benzemekle birlikte, tasfiye açısından kolaylık sağlamaktadır.
  • Mal Ortaklığı Rejimi: Bu mal rejiminde eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur. Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar. Eşler, belirli mal varlıklarını ortaklık dışında tutabilirler.

Mal rejiminin tasfiyesini talep edebilmek için, öncelikle taraflar arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Mal rejiminin sona erdiği haller şunlardır;

  • Eşlerden birinin ölümü halinde: Mal rejimi ölün tarihinden itibaren sona erer.
  • Eşlerin farklı bir mal rejimini seçmesi halinde: Yeni mal rejiminin seçildiği tarihte eski mal rejimi sona erer.
  • Boşanma veya evlenmenin iptali halinde: Boşanma veya evliliğin iptali davası açıldığı tarihte sona erer. Ancak davanın görülebilmesi için kararın kesinleşmesi gerekir.
  • Hakim tarafından mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde: Dava tarihinden itibaren sona erer.

AVUKAT HAYRETTİN AÇIKGÖZ

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s