İltica için başka bir ülkeye sığınan kişi, menşe ülkesine veya bu kişi vatansız bir kişi ise daha önce ikamet ettiği ülkeye dönerse, ciddi bir zarar görme riskiyle karşı karşıya kalacağını ortaya koyarsa, iltica başvurusu için yeterli şartları yoksa bile, bu kişi ile ilgili ikincil koruma kararı verilebilir. Her başvuru ayrı ayrı incelendiğinden, başvurucunun kişisel olarak ciddi bir zarar riski taşıdığını kanıtlaması gerekir. Bu nedenle sadece ülkenizin genel durumuna atıfta bulunmak yeterli değildir. Genel durum ile kişisel durumunuz arasındaki bağlantıyı da ortaya koymalısınız.
İkincil koruma için üç risk grubu vardır.
Ciddi zarar riski şu başlıklar altında sıralanabilir.
- Ölüm cezası veya infaz
- İşkence, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza
- Silahlı çatışmalardan ciddi hasar
Ölüm cezası ve infaz kararı
Ölüm cezasının mutlaka bir mahkeme tarafından verilmiş olması gerekmez, ancak yetkililer işlenen suçtan haberdar olmalı ve cezai takibat başlatılmalıdır.
İşkence veya insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza
Menşe ülkede insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. Maddesine aykırı bir muameledir. Bu koruma zemini, işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya cezayı da içerir.
Silahlı çatışmalardan kaynaklanan ciddi ve yakın zarar
Aşağıdakilerin varlığı halinde bu riskten söz edilebilir,
- Hayatınız için ciddi tehdit riski
- Rastgele şiddetin sonucu olarak, ölüm veya yaralanma riski
- Uluslararası veya yerel bir silahlı çatışma durumunda
Bu koruma zeminini sadece siviller kullanabilir, askerler bu haktan yararlanamazlar. Bir kişinin menşe ülkenin vatandaş olup olmadığı konusunda şüphe olması durumunda, vatandaş olarak kabul edilmelidir. Yukarıdaki riskleri doğuran silahlı çatışmanın var olduğunu kabul etmek için; organize, ısrarcı, yoğun ve devam eden bir çatışma olmalıdır. Çatışmanın yoğunluğu , ikincil korumaya ihtiyaç olup olmadığını belirler. Hem iç hem de uluslararası çatışmalar ikincil koruma nedeni olabilir.
Mülteciler ve Vatansız Kişiler Genel Komiseri (CGRS) , silahlı çatışma olup olmadığına duruma göre karar vermelidir. Her durumda, kişi veya vatandaşların yaşamı için ciddi bir tehdit olmalıdır. Devam eden silahlı çatışmada ayrım gözetmeyen şiddetin derecesinin, ilgili ülkeye veya uygun olduğunda, ilgili bölgeye dönen bir sivilin kaçtığına inanmak için zorlayıcı nedenler olduğu istisnai durumlarda koruma sağlamayı amaçlar.
Avukat Hayrettin Açıkgöz
Bir Cevap Yazın